Benim için çocukluğumdan beri en sevdiğim Dini Bayram olan Şeker Bayramı, çocukluğumda yıllarca büyüklerimizi büyük heyecanla ziyaret ettiğimiz, en güzel kıyafetleri giyip, kuzenlere nispet yaptığımız, ne kadar harçlık toplayacağız ve bir de üzerine şekerler alacağımızı hesap ettiğimiz, sonrasında da biriken harçlıklarla neler neler alacağımızı düşünerek geçirdiğimiz gecelerle,akşam sofralarda leziz yemeklerin olduğu, sazlı sözlü, düğün dernek gibi kutlamaların olduğu bir süreçken..
Zaman için de Bayram, yaz dönemine gelince yazlıklara kaçtığımız ama gelenekleri bu sefer yazlık komşularımızla devam ettirdiğimiz, sokaklardan içeriye girmediğimiz zamanlara dönüştü..
Sonrasında da gelenekler yavaş yavaş tarihe karıştı ve iş hayatında heyecanla beklenen tatil formatına dönüştü, gazeteler sayfa sayfa ilan verip bizlere boy boy tatil seçenekleri sundular.
Artık, Bayram demek, tatile nereye gidiyoruz ile eş anlamlı olmuştu. Elbette sektörü canlandıran en önemli zaman dilimiydi ama geleneksel olarak unutulmuş adetleri sadece televizyonlarda Kamu Spotu olarak görmeye başladığımız, büyüklerimizin her kapı zilinde bizleri beklediği ama apartman görevlisinin veya tek tük komşu ziyaretlerinden başka kapının çalmadığı buruk bayramlara dönüştü..
Çocuklarımız ise, hiç kumaş mendil içinde şekerle harçlık almadılar, büyükleri ziyaret ettiler harçlık da aldılar ama bu da geçmiş zaman içinde ki bizlerin heyecanı ile aynı değildi..
Pandemi aslında içimizdeki insani duyguların yeniden yeşerdiği, #HayatEveSigar, #EvdeKaldönemimizde ailemizin sevdiklerimizin hayatımızda ki yerlerini derinden sorguladığımız, ne kadar önemli olduklarının ve bizi biz yapan değerlerinfarkına vardığımız ve fiziki temas ile geleneksel KOLONYA ikramının ne kadar önemli olduğunu anladığımız, kocaman bir sarılmanın, el öpmenin ne büyük ihtiyaç olduğunu bizi ne çok beslediği ile yüzleştiğimiz bir dönem oldu..
Bu Bayram benim için çocukluğumdaki Bayramların özlemi ile dolu oldu, dilerim sonraki Bayramlar, bu dönem ki duygusal kazançlarımızla birlikte fiziksel temasla sevdiklerimizle geçirebildiğimiz geleneklerimizi yaşatarak ziyaretlerde bulunduğumuz, doyasıya gezebildiğimiz Bayramlar olur..
Benim için Şeker Bayramının, her iki adı ile ilgili kısa bir bilgi de paylaşmak ister, bu vesileyle herkesin Şeker Bayramını kutlarım.
Şeker Bayramı : Bayramın Osmanlı dönemindeki adı olan “Iyd-ı Fıtır“ isminden Türkçeleştirilmişidir. Iyd bayram demektir. Fıtır ise fıtır sadakası ya da fitre olarak bilinen oruç tutamayacak durumdaki Müslümanların verdiği sadakadır. Şükür sadakası olarak da bilinir. Bir teoriye göre bu “şükür” kelimesi zamanla “şeker”e dönüşmüştür. Bir başka teoriye göre ise Şeker Bayramı adı, Ramazan Bayramı’nda hurma ve şekerleme yeme geleneğine dayanır.
Ramazan Bayramı: Bayram Ramazan ayının sonunda kutlandığı için bu isimle anılır. Ramazan kelimesi Arapça bir sözcük olan ramaḍ (‘kuru sıcak’) kökünden gelir. Bunun nedeni muhtemelen Ramazan orucu ibadeti ilk uygulanmaya başlandığında yaz aylarına tekabül ediyor olmasıdır.
Eskinin Şeker, Günümüzün Ramazan Bayramı’nın Arife Günü
Yazan: Işıl Özmen
Benim için çocukluğumdan beri en sevdiğim Dini Bayram olan Şeker Bayramı, çocukluğumda yıllarca büyüklerimizi büyük heyecanla ziyaret ettiğimiz, en güzel kıyafetleri giyip, kuzenlere nispet yaptığımız, ne kadar harçlık toplayacağız ve bir de üzerine şekerler alacağımızı hesap ettiğimiz, sonrasında da biriken harçlıklarla neler neler alacağımızı düşünerek geçirdiğimiz gecelerle, akşam sofralarda leziz yemeklerin olduğu, sazlı sözlü, düğün dernek gibi kutlamaların olduğu bir süreçken..
Zaman için de Bayram, yaz dönemine gelince yazlıklara kaçtığımız ama gelenekleri bu sefer yazlık komşularımızla devam ettirdiğimiz, sokaklardan içeriye girmediğimiz zamanlara dönüştü..
Sonrasında da gelenekler yavaş yavaş tarihe karıştı ve iş hayatında heyecanla beklenen tatil formatına dönüştü, gazeteler sayfa sayfa ilan verip bizlere boy boy tatil seçenekleri sundular.
Artık, Bayram demek, tatile nereye gidiyoruz ile eş anlamlı olmuştu. Elbette sektörü canlandıran en önemli zaman dilimiydi ama geleneksel olarak unutulmuş adetleri sadece televizyonlarda Kamu Spotu olarak görmeye başladığımız, büyüklerimizin her kapı zilinde bizleri beklediği ama apartman görevlisinin veya tek tük komşu ziyaretlerinden başka kapının çalmadığı buruk bayramlara dönüştü..
Çocuklarımız ise, hiç kumaş mendil içinde şekerle harçlık almadılar, büyükleri ziyaret ettiler harçlık da aldılar ama bu da geçmiş zaman içinde ki bizlerin heyecanı ile aynı değildi..
Bu Bayram benim için çocukluğumdaki Bayramların özlemi ile dolu oldu, dilerim sonraki Bayramlar , bu dönem ki duygusal kazançlarımızla birlikte fiziksel temasla sevdiklerimizle geçirebildiğimiz geleneklerimizi yaşatarak ziyaretlerde bulunduğumuz, doyasıya gezebildiğimiz Bayramlar olur..
Benim için Şeker Bayramının, her iki adı ile ilgili kısa bir bilgi de paylaşmak ister, bu vesileyle herkesin Şeker Bayramını kutlarım.
Şeker Bayramı : Bayramın Osmanlı dönemindeki adı olan “Iyd-ı Fıtır“ isminden Türkçeleştirilmişidir. Iyd bayram demektir. Fıtır ise fıtır sadakası ya da fitre olarak bilinen oruç tutamayacak durumdaki Müslümanların verdiği sadakadır. Şükür sadakası olarak da bilinir. Bir teoriye göre bu “şükür” kelimesi zamanla “şeker”e dönüşmüştür. Bir başka teoriye göre ise Şeker Bayramı adı, Ramazan Bayramı’nda hurma ve şekerleme yeme geleneğine dayanır.
Ramazan Bayramı: Bayram Ramazan ayının sonunda kutlandığı için bu isimle anılır. Ramazan kelimesi Arapça bir sözcük olan ramaḍ (‘kuru sıcak’) kökünden gelir. Bunun nedeni muhtemelen Ramazan orucu ibadeti ilk uygulanmaya başlandığında yaz aylarına tekabül ediyor olmasıdır.
Kaynak : https://tr.wikipedia.org/wiki/Ramazan_Bayram%C4%B1
Saygılarımla,
Kategoriler
Takvim